Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Sosyal Medyanın Beslenme Alışkanlıklarına Etkisi Var mı?

5 dk. okuma
Sosyal medya ve internet artık hayatımızın bir parçası. Her geçen gün bu dijital dünyada daha çok kişi yer alıyor. We Are Social 2024 verilerine göre dünya nüfusunun %66’sından fazlasının internet kullandığı biliniyor. Sosyal medya kullanan kişilerin ise 5 milyarı aştığı ve dünya nüfusunun %62,3’üne denk geldiği belirtiliyor. Yani dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu bu dijital dünyada yerini almış durumda.

Tabii ki istediğimiz her bilgiye tek tıkla ulaşabildiğimiz bu dünya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldikçe de farklı etkilerin ortaya çıkması kaçınılmaz. Çünkü artık yeni şeyler öğrenmek, keyifli vakit geçirmek, insanlarla iletişime geçmek ve gündemi takip etmek için geleneksel medyadan daha çok sosyal medya kanallarını kullanıyoruz. Peki, burada gördüğümüz içeriklerin hayatımız üzerinde bir etkisi var mı ve varsa nasıl etkiliyor? 

Aslında sosyal medyanın farklı açılardan hayatımıza etkileri üzerine yapılan pek çok çalışma ile karşılaşmak mümkün. Çünkü bu araçların hayatımıza kattığı kadar değiştirdiği davranışlar da mevcut. Bu davranışlardan biri de beslenme alışkanlıkları. “Peki, nasıl?” diyorsanız sosyal medya ve beslenme alışkanlıkları arasındaki bağlantıya daha yakından bakmanın zamanın geldi. 

Gelin, sosyal medya araçları ile değişebilen alışkanlıkları keşfederek bu dijital dünyanın sunduklarını nasıl daha verimli bir şekilde kullanabileceğimizi öğrenelim.
 

Sosyal Medya Mutfağı: Ne Görüyoruz ve Ne Yiyoruz?

Sosyal medya araçları bize görsel bir dünya sunuyor. Bu görsel dünyanın içerisinde ise her alandan farklı bilgiye ulaşmak mümkün. İşte, beslenme önerileri de artık kolaylıkla ulaşabileceğiniz bilgilerden biri. 

Örneğin yemek yapmak istiyorsanız artık yapmak istediğiniz yemeğin tarifini okumak yerine videosunu izleyerek bu yemeği yapabilirsiniz. Bunun dışında nerede ne yenir, hangi ülkenin nesi meşhur gibi bilgilere de sosyal medya aracılığı ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Kısacası tarifler, diyet ve yemek önerileri ile sosyal medya aynı zamanda herkesin beslenme görüşlerini paylaştığı bir alan. Bu nedenle de kişilerin beslenme alışkanlıklarına etki edebilecek bir yapıya sahip diyebiliriz.  

Sosyal medyada gezinirken gördüğünüz bir yemeği canınızın istediği oldu mu ya da hiç denemediğiniz bir yiyeceği sosyal medyada görüp denemek istediniz mi? Cevabınız “Evet” ise bu konuda yalnız olmadığınızı belirtelim. Çünkü bu durum aslında yaygın bir davranış. 

Bir sosyal medya platformu kullanıcıları ile yapılan bir araştırmaya göre katılımcıların %72’si platformda çıkan yiyecek veya içecek reklamını hatırladığını belirtmiş. Tabii ki konu sadece hatırlama ile sınırlı değil. Kişilerin %14’ü gördüğü ürünü alacağını ve %8’i ise bu ürünü aldığını söylemiş. Kısacası sosyal medyada gördüklerimiz aynı zamanda yeni deneyimlere açılan bir kapı. Bu kapının anahtarı da anlık dürtülerimiz. 

Sosyal medya kullanımının yeme isteğini artırma veya yeme isteğini kısıtlama gibi davranışlara etkisinin ele alındığı bir araştırmada sosyal medya kullanım süresi ile yiyecek aşerme arasında bağlantı olduğu ortaya çıkmış. Bu bağlantının kollarından biri de dürtüsel hareket etme. Yani kişiler, bir yiyecek gördüğünde fizyolojik olarak aç olmasa da buna karşı koymak yerine yemek yeme davranışı gösterebilir. 

Aynı zamanda bu davranışın tam tersi ile de karşılaşmak mümkün. Kişiler, sosyal medyada gördüklerinden kaynaklı olarak yemek yeme davranışını kısıtlayabilir. Ancak bu davranışı daha iyi anlayabilmek için sosyal medya ile şekillenen beden algısını incelemekte fayda var. 



Sosyal Medya ile Şekillenen Beden Algısı

Günlük hayatımızda farklı beden tipleri ile karşılaşıyoruz. Uzun, kısa, iri, zayıf ve daha pek çok farklı beden tipi mevcut. Peki, bu farklı beden tiplerinden kaçını izlediğimiz reklamlarda, filmlerde, dizilerde, kısacası medyada görüyoruz? Aslında oldukça az olduğunu söyleyebiliriz. 

Tabii ki genel olarak aynı beden tipleri ile karşılaşmak, farklılıkları kabul etmenin önünde bir engel olabilir. Çünkü medya aracılığıyla karşılaştığımız bedenler, aynı zamanda ideal beden algısının oluşmasına katkı sağlayan bir yapıya sahip. Sosyal medyanın hayatımıza girişi ile de medya temsilinde yaratılan bu ideal bedene, sadece oyuncular ve modeller değil, herkes tarafından ulaşılabilir olduğu düşüncesinin yaygınlaştığı biliniyor. Bu nedenle sosyal medya, aynı zamanda beden algısı oluşturma ve ideal bedene ulaşma çabasıyla da beslenme alışkanlıklarına etki edebiliyor. 

Sosyal medyanın hayatımıza iletişim kurma, bilgiye hızlı ulaşma, gündemi takip etme gibi olumlu etkileri olmasının yanı sıra beden ve beslenme açısından fikirlerimizi yönlendirme ve hatta değiştirme gibi etkileri olduğunu söylemek mümkün. 

Ne Yapmalıyız?

Beslenme alışkanlıklarında yaşanan bu değişimlere sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkisi diyebiliriz. Ancak bu etkinin olumsuz yönlerini azaltmak ve hatta olumsuz taraftan olumlu tarafa çevirmek bizim elimizde. Bunu yapabilmek için de tabii ki dikkat edilmesi gereken unsurlar mevcut. Tüm bu unsurları ise şu şekilde sıralayabiliriz: 
  • Sosyal medya kullanımı konusunda kendinize sınırlar belirlemeye özen gösterin. Dijital detoks sayesinde sosyal medya kullanım alışkanlıklarınızı düzenleyebilir ve sosyal medya platformlarında geçirdiğiniz süreyi azaltabilirsiniz.
  • Tabii ki sadece sosyal medya kullanımını sınırlamak yeterli bir çözüm değil. Çünkü sosyal medyada geçirdiğiniz vaktin verimli olması için takip ettiğiniz içerikler de oldukça önemli. Takip ettiklerinizi, beslenme alışkanlıklarınızı destekleyecek şekilde yönlendirebileceğinizi unutmayın.
  • Sosyal medyada paylaşılan bilgileri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeye dikkat edin. Çünkü sosyal medyada bilgilendirici içeriklerin yanı sıra yanıltıcı bilgilere de yer verilebilir. Verilen bilgilerin sağlam kanıtlarla desteklenip desteklenmediğini ve bilgiye yönelik kaynakları kontrol edin.
  • Sosyal medyada gördüğünüz beslenme ve diyet önerilerini, güvenilir uzmanlara danışmadan uygulamayın.
  • Herkesin bedeni ve buna bağlı olarak beslenme ihtiyaçları farklı olabilir. Bu nedenle kendinize özel bir beslenme düzeni oluşturmak için öncelikle kendi bedeninize ve ihtiyaçlarınıza odaklanın. 

Tüm bu unsurlara dikkat ederek hayatımızın bir parçası haline gelmiş sosyal medya ile beslenme alışkanlıkları arasına bilinçli bir sınır çizebilirsiniz. Aynı zamanda bu sınır ile sosyal medyanın sunduğu dinamik dünyanın bireyler üzerinde yarattığı stres ve kaygıyı da azaltabilirsiniz. Çünkü dijital dünyanın hayatımıza girişi ile artık gün içerisinde pek çok bilgiye maruz kalıyoruz. Bu denli yoğun bilgi alma ve takip etme hali de daha stresli hissetmemize sebep olabilir. 

Ayrıca unutmayın ki stres ve kaygı hali de yemek yeme alışkanlıklarınızı etkileyebilir. Buna da duygusal açlık denir. Yani sosyal medya, doğrudan veya dolaylı olarak beslenme alışkanlığında değişime neden olabilir. “Peki, duygusal açlık nedir? diyorsanız da duygusal açlık hakkında daha detaylı bilgi almak için “Beslenmemiz ve Duygularımız” yazımızı okuyabilirsiniz. 

*Burada yer alan bilgiler bir sağlık profesyoneline danışmanın yerine geçemez. Sağlığınız için lütfen doktorunuza ve/veya eczacınıza danışınız.



Aradığın sağlıklı yaşam önerileri

%0