Bitkiler, sadece güzel görüntüleri ve etkileyici kokuları ile doğaya güzellik katan ayrıntılar değil, aynı zamanda insanlık tarihi boyunca farklı kullanım alanlarıyla da dikkat çeken canlılar. Dünyadaki milyonlarca bitkiden kimisi besin olarak tüketilirken kimisi ise kozmetik veya sağlık alanının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. İşte, bu bitkilerden biri de tarih boyunca adından sıkça söz ettiren Rhodiola. Peki, Rhodiola nedir?

Rhodiola, aslında altında farklı türleri olan bir bitki cinsi. Rhodiola denildiğinde karşımıza çıkan Rhodiola Rosea da bu bitki sınıfının bir türü. Ancak Rhodiola cinsinin bir alt türü olan Rhodiola Rosea hem görsel açıdan hem de kullanım alanları ile dikkat çeken bir yapıya sahip olduğu için tüm dünyada oldukça popüler.

O halde gelin, pek çok araştırmanın konusu olan ve yüzyıllardır insanların farklı şekillerde kullandığı bilinen Rhodiola bitkisini daha yakından tanımaya başlayalım.

Rhodiola bitki sınıfının altında yaklaşık 96 türün olduğu biliniyor. Bu türlerden biri olan Rhodiola Rosea ise Rhodiola bitki sınıfının farklı kullanım alanları için daha çok tercih edilen türü. Bu nedenle Rhodiola denildiğinde aslında bahsedilen, genellikle bu bitki sınıfının bir türü olarak karşımıza çıkan Rhodiola Rosea oluyor.

Latince ismi Rhodiola Rosea olan bu bitki, halk arasında altın kök, gül kökü, kutup kökü veya kral tacı olarak adlandırılıyor. Bu isimlerin çıkış noktası ise bitkinin fiziksel özellikleri ve yetiştiği alanlar ile doğrudan bağlantılı.

Rhodiola için tam olarak bir soğuk iklim bitkisi demek mümkün. Çünkü bu bitki, kuru ve soğuk arktik iklimlerde yetişiyor. Yüksek rakımlı bölgeler ve kuru kumlu topraklar, Rhodiola Rosea’nın yetişmesi için uygun bir yapı sunuyor. Genel olarak Sibirya’ya özgü bir bitki olarak nitelendirilse de soğuk ve kuru havaya sahip Asya, Avrupa ve Amerika’nın dağlık bölgelerinde de Rhodiola bitkisi bulunuyor.

Dağlık ve soğuk bölgelerde görülen Rhodiola bitkisi; yaprakları, çiçekleri ve en önemlisi kökünün fiziksel özellikleriyle de oldukça dikkat çeken bir yapıya sahip.

Bitkinin gövdesinde üst üste duran yaklaşık 5 cm boyunda ve 3 cm eninde kenarları dişli bir yapıya sahip yapraklar bulunuyor. Yaprakların ortasında ise küme halinde görülen çiçekleri yer alıyor. Çiçeklerin renkleri yeşil, sarı veya kırmızı olarak değişebiliyor.

Görsel açıdan çiçekleri ve dişli yaprakları ile dikkat çekiyor olsa da Rhodiola bitkisinin isimlerinden de anlaşıldığı asıl önemli noktası kökü diyebiliriz. Etli bir kök yapısı bulunan Rhodiola’nın kökü, hafif altın sarısı bir renge sahip. Bu nedenle de Rhodiola bitkisi, altın kök olarak biliniyor. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi bu bitkinin bir diğer ismi de gül kökü. Gül kökü denmesinin sebebi ise bu etli kökünün kesildiğinde gül kokusuna benzeyen bir koku yayması.

Rhodiola Rosea hakkında geçmişten günümüze kadar pek çok farklı araştırma mevcut. Hatta Rhodiola, pek çok Avrupa ülkesinin bilimsel literatüründe 1725 gibi erken bir tarihte yer alan bir bitki. Bu nedenle Rhodiola’nın insanlar için kullanım alanları keşfi için çalışmaların çok eski yıllardan beri devam ettiğini söyleyebiliriz. Peki, Rhodiola bitkisi nasıl kullanılıyor?

Bu bitki, genel olarak takviye edici gıda olarak kapsül veya sıvı formda kullanılıyor. Ayrıca kurutulup bitki çayı formatında ya da farklı bitki çaylarının içerisinde Rhodiola ile karşılaşmak mümkün.

Farklı formatlarda Rhodiola bitkisini kullanırken öncelikle bir sağlık uzmanına danışmanız oldukça önemli. Böylece bu bitkinin mevcut sağlık durumunuzda uygun olup olmadığı, kullanım şekli ve dozları hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

*Burada yer alan bilgiler bir sağlık profesyoneline danışmanın yerine geçemez. Sağlığınız için lütfen doktorunuza ve/veya eczacınıza danışınız.